Ukturk Hoca vs Kıvanç Tatlıtuğ | hoho

Merhaba sevgili seray severler. Ben yazmaya geldim yine uzak diyarlardan. Evden uzak olunca daha çok yazma isteği oluşuyor nedense bünyemde. Yine o günlerden biri daha. Zaten ukturk hocam yazı yazsana yazı yazsana diye sokakları dolduran milyonlar varken onların bu feryadını gözardı edemezdim. Duvarlara "ukturk hoca<3" diye yazar olmuşlar, yapmayalım böyle şeyler lütfen lütfen.. Bugün daha önce bir çok kez olduğu gibi kendimden bahsedeceğim ve Kıvanç Tatlıtuğ sevginiz yok olup gidecek eminim!!


Bu yazıyı belki bir sarışın bir öğretmen falan okur da "ayyyy ne tatlı çocuk" falan der. Fonda da slow şarkı açtım duygusala bağlayayım diye ama yine gevezelikten başka bir şey yazmadığımı farkettim bu kadar satırda, tamamen hayal kırıklığı. Ben de isterim uzaklara bakarak şiir okumak, "ey sevgili bilir misin" diye söze başlamak. Ama yok, yapamıyorum. Hep bu kez başaracağım diye yazıya başlıyorum, sonra ne oluyorsa yazı rayından çıkıyor. Küresel güçler teleknezi ile beni etkiliyor sanırım :( Poz yapamıyorum malesef. İyi mi kötü mi bilmiyorum..

Poz yapamadığım gibi pek yalan da söylemiyorum sanırım. Söylerim aslında herkes gibi ama pembe yalanlar beyaz yalanlar bunlar. Zararsız. Kendim diye söylemiyorum iyi bir insanım. Tabii herkes kendine göre çok iyi insan, pamuk falan, hepsi nişantaşı çocuğu. Ben zaten bostancı çocuğuyum hoho! Ayrıca 100 kişiye sordurdum sence ben nasıl bir insanım diye. Baktılar batılar, baktılar tekrar baktılar.. profil fena değilmiş deyip sonra burcun ne senin diye sordular, gözlerin lens mi diyenler oldu ama hepsinin birleştiği nokta "tanımıyorum ama bence iyi bir insansın bu surat nasıl kötü olabilir" oldu. Katılıyorum, hem  Muazzez Abacı dinleyen bir insan nasıl kötü olabilir, nasıl?

Yaşlandıkça (29) daha da duygusal bir insan oldum çıktım. Saçma sapan yerlerde duygusala bağlıyorum sonra kendime kızıyorum ama yok yine bir an geliyor yine aynı şeyler. Hep bu gdolu gıdalar yüzünden, dengemi şaştı :) Mesela eskiden alışveriş denen olaydan zerre haz alamayn biriydim ama ne olduysa daha önceden plansız girdiğim bir mağazadan kafama göre ne ihtiyacım varsa hepsini oradan alır çıkarken şimdi aaaa buna da bakalım belki burada daha güzeli vardır moduna girdim. Lanet, gidip rakı içeceğim, ondan hep. Bırakınca aslan, kediye bağladı. Nerede o eski kaan dedirten durumlar bunlar :/

Yalnızlık, bağışıklık yaptı bir de bana. Hiç rahatsız olmuyorum durumdan garip bir şekilde. Sürekli çalışıyorum, oraya buraya gidiyorum aklıma bile gelmiyor yalnız olduğum. Sanırım kalabalıklar içinde yalnızlık bu. Büyük fotoğraf karesindeki küçük siyah beyaz kare oldum çıktım. Siyah beyaz olunca da dikkat de çekmiyorum artık, bazen farkeden oluyor, gülümsüyorum.. "ayy pardon birine benzetmişim" sözleri yankılanıyor kulaklarımda. Yankı da yapıyor bir de, bitmiyor acısı, kederi.

Hm unutmadan "Kimse yok mu derneğine" başvuru yaptım. Çok yalnızım bana yardım edin diye, geçen gün aradılar kaan bey hikayenizi okuduk, ekip olarak çok üzüldük, gözyaşlarımız sel oldu, yanınızdayız diye cevap geldi. Tek umudum onlar şu an :(

Bir de ara sıra özellikle bazı durumlarda kavganın bir çözüm olduğunu düşünmüyor da değilim. Ama yanlış anlaşılmasın sevdiklerime yönelik değil, sokağa karşı, çakala karşı. Ama zaman geçtikçe daha da uysallaştım, medeni mi oldum bilmem. Yılların bir Ayısı bir Armutu olarak zor oluyor tabii medeniyete ayak uydurmak! Ama caydırıcı kuvvetimle korku salarım haha. Böyle desem de çok dayak yediğimi de saklamayacağım. Kırık çok ama iyileşiyor. Kalp yaralarını ne yapacağız hem de kavgasız oluşan yaralar :( İyileştirecek hayırseverler neredeler! Nerede bu devlet, nerede bu guzeller, nerede derdime derman, gönlüme ferman olan sen! Yine serzenişimi yaptığım çok rahatım ohhh :)

Bitti, o kadar yazdım. Eminim Kıvanç da kimmiş diyorsunuz şu an hepiniz. Doğrunun adresi ukturk hoca. Cenneten bir sokak önce, ukturk hoca. Her zaman sizinle :)

xoxo ukturko


0 yorum:

Yorum Gönder

+